Vehbi Koç Vakfı Ansiklopedisi size en iyi hizmeti sunabilmek için çerez kullanmakta. Onaylamanız durumunda çerez kullanımını kabul etmiş olacaksınız. Çerez kullanımı ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın.

VEKAM

VEKAM, tam adı KOÇ ÜNİVERSİTESİ VEHBİ KOÇ ANKARA ARAŞTIRMALARI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ, Ankara’nın kentsel gelişimi, Ankara ve çevresinin toplumsal ve ekonomik tarihi, kültürü ve kültürel mirasıyla ilgili disiplinlerarası araştırmalar ve akademik çalışmalar yürütmeyi ve bu alanlardaki araştırma ve projelere destek ve kaynak sağlamayı amaçlayan, Koç Üniversitesi’ne bağlı araştırma-uygulama kuruluşu. 1994 yılında Ankara Keçiören’de,Vehbi Koç’a ait bağ evinde kurulmuştur.

19. yüzyıl sonlarında yapılmış olan ve 1923 yılında Mareşal Fevzi Çakmak’tan satın alınan bağ evini, Koç Ailesi uzun yıllar yazlık konut olarak kullandı. Vehbi Koç’un Ankara'daki hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği ve bütün çocuklarının dünyaya geldiği ev, türünün ayakta kalan son örneklerinden biri ve I. Derecede Korunması Gerekli Kültür Varlığı statüsündedir. 1992-93 yıllarında restore edilen ev, Ankara üzerine akademik çalışmalar yapacak bir araştırma ve arşiv kuruluşuna ev sahipliği etmek üzere Vehbi Koç Vakfı’na devredildi ve 1994 yılında, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi (VEKAM) adıyla hizmete açıldı. Vehbi Koç ve Ankara’yla ilgili her türlü bilgi ve belgeyi derleyerek araştırmacılara sunmayı, Ankara üzerine araştırmalar, akademik çalışmalar ve projeler gerçekleştirmeyi amaçlayan VEKAM, 2014 yılında Koç Üniversitesi’ne bağlandı ve adı Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak değiştirildi.

VEKAM zengin bilgi kaynaklarını barındıran kütüphanesi ve arşiviyle Ankara’nın kent belleği işlevini üstlenmektedir. Faaliyete başladığı günden itibaren, nadir kitaplar da dahil olmak üzere Ankara’yla ilgili her türlü yayını bünyesine katarak koleksiyonunu genişletmiş ve Ankara için kent çalışmalarında ilk başvuru adresi haline gelmiştir.

Kütüphane koleksiyonunda seyahatnameler; yerli ve yabancı dillerde kaleme alınmış özgün romanlar; Ankara’da görev yapmış yabancı diplomatların anıları; kentin tarihi, kültürü, coğrafi yapısı, ekonomisi ve mimarisiyle ilgili yayınlar; Ankara üzerine yapılmış tarihsel ve kültürel araştırmaları içeren yayınlar; yerel yönetimlerin, meslek birliklerinin ve odalarının yayımladığı raporlar ile yerel süreli yayınlar bulunmaktadır. Kütüphane halk kültürüyle ilgili özel kaynakları barındıran Ali Esat Bozyiğit Koleksiyonu’na da ev sahipliği etmektedir.

VEKAM arşivi, Türkiye iktisat tarihine ışık tutan Vehbi Koç Koleksiyonu ve Ankara’ya dair her türlü bilginin bulunabildiği Ankara Koleksiyonu’yla zengin bir içerik sunmakta ve çeşitli materyal türleriyle araştırmacılara hizmet vermektedir. Vehbi Koç Koleksiyonu’nda, Vehbi Koç’un Ankara’da faaliyet gösterdiği yıllara ait belgeler, fotoğraflar, hayatını anlatan belgeseller ile 1956-93 yılları arasındaki önemli haber ve yorumları veren gazete kupürleri bulunmaktadır. Ankara Koleksiyonu ise Ankara gravür, fotoğraf ve kartpostalları, Ankaralı aileler tarafından bağışlanan aile albümleri, Ankara’nın farklı dönemlerinde hazırlanmış kent planları, haritalar, belgesel filmler gibi materyallerden oluşmaktadır. Koleksiyon ayrıca 1923-45 arasında yayımlanan ders kitaplarını, uygulanan eğitim programlarını, karneleri, diplomaları, dönemin öncü eğitim kurumlarının yıllıklarını ve önde gelen eğitimcilerinin ve öğrencilerinin fotoğraflarını içermektedir. Cumhuriyet Kıraatları serisi koleksiyonun özgün örneklerindendir.

VEKAM’ın 2013 yılından beri altı ayda bir yayımladığı Ankara Araştırmaları Dergisi Ankara kentinin tarihsel, kültürel, siyasal, ekonomik gelişiminin ve günümüzdeki kentsel sorunlarının ele alındığı Türkçe ve İngilizce özgün makalelere ve kısa yazılara yer veren disiplinlerarası, hakemli bir dergidir.

VEKAM kuruluşundan bu yana “Akılçağı Projesi”, “Bağ Evleri Sosyal Tarih Projesi”, “Ankara İlçeleri Kültürel Miras Projesi”, “Beş Ankara Projesi”, “Ankara’da 1930-1980 Yılları Arası Sivil Mimari Kültür Mirası Araştırma, Belgeleme ve Koruma Ölçütleri” ve “Eurapeana Bulutunda Yerel İçerik” gibi pek çok proje gerçekleştirmiştir. Ankara, İstanbul ve İzmir’de farklı mekânlarda sergiler düzenleyen VEKAM’da, Mart 2014’ten beri kentsel tarih ve kültür konularında konferanslar düzenlenmektedir. Ayrıca 2015 yılında, Ankara ve çevresi konusunda yeni bilimsel çalışmaları desteklemek amacıyla araştırma ödülleri verilmeye başlamış, 2016 yılında ise VEKAM Kütüphanesi ve Arşivi Araştırma Ödülü programı başlatılmıştır. Aynı yıl, Osmanlı Anadolusu’nun sosyoekonomik tarihi üzerine üç yıllık ortak bir proje geliştirmek üzere Cambridge Üniversitesi Skilliter Osmanlı Çalışmaları Merkezi’yle bir anlaşma imzalanmıştır. Proje kapsamında “Osmanlı Anadolusu’nda Hastalıklar ve Felaketler” (2016), “Osmanlı Anadolusu’nda Ticaret ve Üretim” (2017) ve “Osmanlı Anadolusu’nda Sosyal Hayat” (2018) başlıklı üç sempozyum gerçekleştirilmiştir.

  Ayrıca bkz. Ankara Bağ Evi

VEKAM yayınları
Anameriç, Hakan ve Rukancı, Fatih, Posta Pullarında Başkent Ankara (1922-2008), İstanbul, 2011
Ayaokur, Alev, Müzelerde Bilgi Yönetimi, Ankara, 2014
Bayraktar, Nuray (yay. haz.), Korumada Sivil Mimarlık, Ankara, 2014
Bayraktar, Nuray (yay. haz.), Tarih Yazımında Sivil Mimarlık Çalıştay Notları, Ankara, 2014
Bayraktar, Nuray (yay. haz.), Sivil Mimari Bellek, Ankara 1930-1980, Ankara, 2017
Berkes, Turgut (ed.), Geçmişten Geleceğe Kitabın Serüveni, Bildiriler, Ankara, 2011
Berkes, Turgut (ed.), Türkiye’de Arşivler ve Arşivcilik Uygulamaları, Ankara, 2011
Cengizkan, Ali, Koçzâde Ahmet Vehbi Bey ve Bir İnşaatın Öyküsü: Ankara Hukuk Mektebi, Ankara, 2004
Gençkaya, F. Ömer, Eğitimin Başkenti Ankara, İstanbul, 2008/Ankara, Capital of Education, Ankara, 2011
Kaçar, Ayşe Duygu, Kültür/Mekân: Gazi Orman Çiftliği, Ankara, Ankara, 2015
Kolektif, Eski Dostlar Aramızda: Reklamlarda Ankara 1935-1967/Among Old Friends: Advertisements on Ankara 1935-1967, Ankara, 2007
Kolektif, Geçmişten Geleceğe Türkiye’de Müzecilik IV-Bir Açık Hava Müzesi: Ankara ve Çevresi, Ankara 2010
Köksal, Yonca ve Polatel, Mehmet (ed.), Avrupa Arşivlerinde Osmanlı İmparatorluğu, Ankara, 2014
Kunstadter, M. Melissa (yay. haz.), Ankara Palas’ın Unutulmaz Gecelerinden Sahneler, Ankara, 2006
Niyazioğlu, Sinan, İroni ve Gerilim: İkinci Dünya Savaşı Yıllarında İstanbul ve Ankara’da Savaş Algısı/Irony and Tension: Perception of War in Istanbul and Ankara during the Second World War, Ankara, 2016
Oğuz, Esin Sultan (yay. haz.), İhtisas Kütüphaneleri Paneli, Ankara, 2007
Önen, B. Zeynep (yay. haz.), 80 Yılda Devr-i Türkiye: 80 Kare Ankara/Around Turkey in 80 Years: Ankara in 80 Frames, Ankara, 2004
Önen, B. Zeynep vö (yay. haz.), Geçmişten Geleceğe Türkiye’de Müzecilik I-Sempozyum, Ankara, 2008
Önen, B. Zeynep ve Türkyılmaz, Mehtap (yay. haz.), Geçmişten Geleceğe Türkiye’de Müzecilik II-Eğitim, İşletmecilik ve Turizm, Ankara, 2009
Önen, B. Zeynep (yay. haz.), Geçmişten Geleceğe Türkiye’de Müzecilik III-Ankara’da Müze, Müzede Ankara, Ankara, 2009
Önen, B. Zeynep ve Türkyılmaz, Mehtap (yay. haz.), Türkiye’de Arşivler ve Arşivcilik Uygulamaları, Ankara, 2011
Önen, B. Zeynep ve Türkyılmaz, Mehtap (yay. haz.), Geçmişten Geleceğe Kitabın Serüveni, Ankara, 2011
Sönmez, Savaş, Ankaralı Bulmacalar, Ankara, 2005, 2016
Şimşek, G. Hüseyin ve Palancı, Necmettin (yay. haz.), Ankara Halk Türküleri ve Oyun Havaları Nota Kitabı, Ankara, 2001
Tanyer, Turan, Cumhuriyet Dönemi Ankara’sının Sosyal Hayatından Sahneler, Ankara, 2006/Scenes from the Social Life of Ankara during the Early Republican Period, Ankara, 2016
Toklu, Gürkan vö (yay. haz.), Ankara İli Beslenme Alışkanlıkları ve Mutfak Kültürü Sempozyum Bildirileri ve Katalog, Ankara, 1999
Toygar, Kamil ve Berkok, Nimet (yay. haz.), Ankara Mutfak Kültürü ve Yemekleri, Ankara, 1999
Türkyılmaz, Mehtap vö (yay. haz.), Kur(t)uluş. 1923, Ankara, 2013
Türkyılmaz, Mehtap vö (yay. haz.), Cumhuriyet’i O’nu O Cumhuriyet’ini Büyüttü… Vehbi Koç (1901-1996)/A Son and a Pioneer of the Republic… Vehbi Koç (1901-1996), Ankara, 2013
Türkyılmaz, Mehtap ve Kırcı, A. Beril (yay. haz.), 19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Osmanlı İmparatorluğu: Mücadele-Koleksiyoncuların Seçkisi/Ottoman Empire from 19th to 20th Century: Struggle-Collectors’ Selection, Ankara, 2015
Uysal, Y. Yeşim vö, Sivil Mimari Bellek: Ankara 1930-1980, Ankara, 2014
Yenişehirlioğlu, Filiz ve Yücel, Gözde Çerçioğlu (yay. haz.), Tarihi Dokumak: Bir Kentin Gizemi, Sof, Ankara, 2018
Yıldırım, Ayşe Ege, Anadolu’dan Bir Tanık: Bengüboz’un Objektifinden Mudurnu’da Erken Cumhuriyet Dönemi/Eyewitness from Anatolia: Mudurnu in the Early Republican Era through the Lens of Bengüboz, Ankara, 2016
Yıldırım, Bülent vö (ed.), Ankara’da Yayımlanan Süreli Yayınlar Kaynakçası: 1923-2015, Ankara, 2016
VEKAM sergileri
 
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı: Cumhuriyet ve Gençlik (16-30 Mayıs 2002)
Esintinin Zarafeti: 18. yy Yelpazeler ve El Çantaları (19 Ekim 2002-11 Ekim 2003)
Cumhuriyet Bayramı: Atatürk ve Cumhuriyet (28 Ekim-2 Kasım 2002)
Atatürk’ün Ankara’ya Gelişinin 83. Yılı Kutlamaları (26 Aralık 2002)
Ankara: 80 Yıldan Yansımalar (8 Temmuz 3002)
80 Yılda Devr-i Türkiye: Akılçağı Eğitim Belgeleri (24 Ekim 2003-30 Ocak 2004)
Gümüşün Büyülü Dünyası: Beypazarı Telkâri Sanatı (6-25 Mart 2004)
Baharda Ankara: Belleklerde Kalan Eğlence ve Dinlence Mekânları (13-15 Nisan 2004)
İpeğin Dayanılmaz Hafifliği: Nallıhan İpek İğne Oyaları ve El Dokumaları (8 Mayıs-28 Mayıs 2004)
Ankara’da Arkeolojik Kazılar: Tarihin Ayak İzleri (30 Haziran-20 Eylül 2004)
Kadim Toprakların Sessiz Dili: Nallıhan İpek İğne Oyaları ve Gündelik Yaşamda Kullanım Alanları (8 Ekim-25 Kasım 2004; 22 Ekim-19 Kasım 2004)
Üretiyorum Öyleyse Varım I: Keçiören’de Çalışan Kadınlar (8-27 Mart 2005)
Edebiyatta Ankara: Ankara Kitapları (28 Mart-14 Nisan 2005)
82 Yılda Devr-i Türkiye: 100 Kare Ankara (14-21 Nisan 2005)
Anadolu’da İşleme ve Telkâri Sanatı: Beypazarı İşlemeleri ve Telkârilerinden Seçmeler (9 Haziran-9 Temmuz 2005)
Sade Bir Adam: Ödülleri ve Eşyaları ile Vehbi Koç (19 Eylül-19 Aralık 2005)
Dün Bugün ve Daima: Tiftik Ürünleri ve Kültürel Zenginlikleri ile Ayaş (1-29 Ekim 2005)
82. Yılda Çağdaş Türkiye'nin Oluşumunda Eğitim: Belgeler ve Görsel Anılar (12 Kasım-26 Aralık 2005)
Cumhuriyet Dönemi Ankara’sının Sosyal Hayatından Sahneler (6 Mayıs-6 Ağustos 2006)
Ankara Palas'ın Unutulmaz Gecelerinden Sahneler (3-10 Kasım 2006; 13-29 Kasım 2006; 8 Aralık 2006-27 Şubat 2007)
Eski Dostlar Aramızda: Reklamlarda Ankara (1935-67) (17 Mart 2007)
Ulus’la Buluşma I: Zafer Anıtı’nın Hayatında Bir Gün (9 Kasım 2007-28 Şubat 2008)
İnsan(lık)/Sergi (18-23 Kasım 2007)
Sevgilim Koleksiyonuma Bakar mısın? (13-24 Şubat 2008)
Ulusla Buluşma II: Zaman Geçtikçe: Ankara Kalesi ve Hanlar Bölgesi (21 Mayıs 2008)
İyi Seneler: Eski Takvimler, Yılbaşı ve Bayram Kartları (24 Aralık 2008-9 Mayıs 2009)
Ankara'nın Taşına Bak: Kuruluş Dönemi Yapılarından Örnekler (8-24 Ocak 2009)
Cumhuriyet Devriminin Yolu-Atatürk Bulvarı Sergisi (9 Şubat-14 Mart 2009)
Ankara Altınları (21-28 Mayıs 2009)
Cumhuriyet Anıtları I (3-10 Haziran 2009)
Posta Pullarında Başkent Ankara, Seçmeler (1922-2008) (20-23 Ekim 2009; 17 Kasım 2009)
Hatıraların Dansı (18 Ocak-5 Mart 2010)
Ankara Garı An(a)kara’yı Dolaşıyor (15 Ekim-12 Kasım 2010; 10-17 Ocak 2011)
Cumhuriyet’i O’nu, O Cumhuriyet’ini Büyüttü… (24 Şubat 2012)
Kur(t)uluş. 1923 (21 Ocak-27 Mart 2014)
Asi’deki Antakya: Mozaikler Şehrinde İlk Araştırmalar (15 Haziran-20 Eylül 2014)
Başkentli: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Ankara’da Sokak ve İnsan (7 Aralık 2014-2 Ocak 2015; 15-17 Ekim 2015; 16-27 Ocak 2017)
19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Osmanlı İmparatorluğu: Mücadele (25 Nisan-20 Mayıs 2015; 17-28 Nisan 2017)
Engin Ülke Moğolistan’dan Anısal Bir Eser Koleksiyonu (22 Mayıs 2015-31 Mart 2016, Ankara Bağ Evi)
Josephine ve Ayrıntılar (30 Mart-16 Haziran 2016)
Anadolu'dan Bir Tanık: Bengüboz'un Objektifinden Erken Cumhuriyet Döneminde Mudurnu (19-30 Nisan 2016, Ankara; 12-30 Temmuz 2016, İstanbul)
Sivil Mimari Bellek Ankara: 1930-1980 (29 Kasım-15 Aralık 2014, 19-30 Aralık 2016 Ankara; 21 Eylül-6 Ekim 2016, İzmir)
İroni ve Gerilim: İkinci Dünya Savaşı Yıllarında İstanbul ve Ankara’da Savaş Algısı (17 Kasım-5 Aralık 2016)
Koku ve Şehir (6 Ocak-31 Mart 2018)
Tarihi Dokumak: Bir Kentin Gizemi, Sof (12 Mayıs-16 Eylül 2018)
Koç Ailesinden Keçiören’deki Bağ Evi anıları
 
Vehbi Koç
Her gün önümüzden, yoldan geçen, Keçiören’de oturanların arabalarına, atlarına, giyim ve kuşamlarına bakar, imrenirdim. Bu Hıristiyanların büyük kısmı Ankara’yı terk ettikten sonra evleri satıldı. Şimdiki Keçiören’de bahçe içindeki evi babam Mareşal Fevzi Çakmak’tan 1923 senesinde 2.900 TL’ye aldı. Burası şimdi Keçiören’de mevcut olan evimizdir... Benim dört çocuğum Keçiören’de doğdu. O yüzden Keçiören’deki bu evin hatırası çok büyüktür. 1954 senesine kadar yazları bu evde oturduk.

Can Dündar (yay. haz.), Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç, 5. Bas., Doğan Kitap, İstanbul, s. 21
 
Rahmi M. Koç

Bu bağ evini babam, 1923 yılında satın almıştı. Biz dört kardeş bu evde, aynı odada, aynı karyolada, yukarıda, köşedeki odada doğduk... Rahmetli annem, İstanbul’a Büyükdere’ye gitmezden evvel, yaz başlarında buraya gelir, mutlaka iki ay kalırdı. Evimizin fevkalade Ankara armudu, nefis kayısıları, gösterişsiz fakat lezzetli, kütür kütür elmaları ve de çok tatlı üzümü vardı. O günlerde arkamızda doktor Yusuf Hikmet Bey otururdu. Bilahare Ankara Mebusu Fevzi Daldal Bey aynı eve geçti. Karşımızda Hatice Hanım vardı. Torunu Atilla buradadır. Bağın aşağı tarafında Recep Peker’in muhteşem malikânesi bulunuyordu ve onun yanında da Mebus Ekrem Bey’in evi vardı. Velhasıl çok nezih komşularla donatılmıştık ve çevrilmiştik. Hafızam beni yanıltmıyorsa, bu ev ilk alındığı zaman bir restorasyondan geçmiş, ondan sonra muhtelif tamirler görmüş ve en nihayet büyük bir restorasyonla bugün gördüğünüz hali almış. Milli Mücadele kahramanı Mareşal Fevzi Çakmak da burada oturmuş. Onun oturmasıyla bu ev bizim için daha başka bir özellik kazanmış oldu.
http://vekam.org.tr/upload/userfiles/files/rahmikoç.pdf
 
Sevgi Gönül

Eski günlere baktığımda, her halde elektriği olan nadir evlerden birinde oturuyor olduğumuzu anımsıyorum. Çünkü ahbaplarımızda idare lambaları ile akşam yemeği yenirdi. Karartma perdelerimiz vardı. Önünden bile geçmeğe korktuğum hâlâ yerinde duran bir de sığınak vardır. Evimizin kasasında mücevher, altın veya para yerine kinin saklanırdı.

  Ankara’da kışın yiyecek bulunmazdı. Bütün yazımızı bu bağ evinde kışa hazırlanmak ile geçirirdik. Armutları, elmaları toplayıp kışın yemek üzere ambara dizerdik; Ankaralı deyimiyle sererdik. Bamyalar, patlıcanlar iplere dizilir, güneşte kurutulmaya bırakılırdı. Şu gördüğünüz yerdeki zerdali ağaçları burayı iki taraflı taç gibi süslerdi. Ancak birini kurtarabildik. Zerdali toplanır, pestil yapılır; domates toplanır, salça yapılırdı.

  Mutfakta tel dolap vardı. Bu evde çocukluğum karaduttan morarmış dudaklar, cevizden kararmış ellerle geçti. En büyük vazifem ağaçların altında teneke çalarak kirazları yiyen kuşları kovalamaktı. En sevdiğim saat ise akşamüzeri şu gördüğünüz köşedeki dut ağacına çıkan kâhyamızın silkelediği dutları toplamak için altına açılan çarşafın bir köşesinden tutmaktı. Bunun gibi daha nice nice anılar sayabilirim.

http://vekam.org.tr/upload/userfiles/files/sevgigönül.pdf
 
Suna Kıraç

Evimiz iki kat, bağdadi olarak yapılmış, tipik bir Ankara bağ eviydi. 24 dönüm civarında bağı ve bahçesi vardı. Ön ta­rafta taş merdivenlerden, bize o devirde görkemli gelen yeşil büyük demir kapıdan eve girilirdi. Kapının en büyük özelliği sürgülü kilidi ve kapının üzerindeki çift taraflı kulplardı. Ora­dan büyük bir taşlık sofa ve sofaya açılan odalar vardı. Yuka­rı katta da yine salon ve yemek odası olarak kullanılan ikinci büyük bir sofa ve sofaya açılan yatak odaları vardı.

  Büyük bahçesinde açık havada dolaşır, ağacından vişne, kiraz, dut yerdik. Bahçede ip atlar, seksek oynardık. Bisiklete binmek, top oynamak, ağaçlara çıkmak, ağaçların altında ev­cilik oynamakla günümüz geçerdi. Taze sebze meyve toplar­dık. Körebe, köşe kapmaca hayatımızın bir parçasıydı. Bahçı­van Abdullah Ağa ağaca çıkar, ağacı ayakları ile sallar, biz de aşağıda çarşafların içine düşen yeşil kabuklu cevizleri ve ol­gun dutları seyrederdik.

  İkinci Dünya Savaşı nedeniyle aile reisi olarak diken üze­rinde oturan babam, Keçiören'deki evimizin bahçesine, iki ta­raflı girişi olan büyük bir sığınak yaptırmıştı. Anlatıldığına göre tüm savaş boyunca babam bu sığınağı tam donanımlı tutmuş, o her zamanki ihtiyatlı tavrını savaşın bitimine kadar korumuştu. Sığınak uzun bir süre her an kullanılabilir durumda muhafaza edildi. Ülkenin savaşa girmekten kurtul­ması sayesinde, sığınaklar da zamanla içine kum ve su dolan birer mezbelelik haline geldi. Sığınakların üzerinde adeta mi­nibüse benzeyen birer tepecik vardı.

  Ramazan akşamlarında bu tepecik üzerine çıkar “Kandil yandı!” diye bağırırdık. Yine ramazanlarda sabaha karşı sa­hur için duyulan davul sesi uzaktan gelir, fakat nedense bizi ürpertirdi. Kuzguni dadımız Sevim Bacı da uyumadığımız zaman, “umacılar geliyor” diye bizi korkuturdu. Diğer yan­dan kapının önündeki bahçedeki kavaklar hışırtıyla sallanır, küçük yüreklerimizde korku yaratırdı.

  Bağ evimiz gündüzleri ne kadar güzel ve eğlenceliyse, ge­celeri de o kadar ürkütücü olurdu. O devirlerde çağdaş bah­çe aydınlatmaları da yoktu. Küçük ampullerle bağ bahçe aydınlatılmaya çalışılırdı.
  Bağda başımdan geçen bir macerayı hiç unutmam. Dikkat­li ve temkinli bir çocuk olmama rağmen arada sırada risk al­mayı severdim. En büyük merakım “bisikletle merdivenden nasıl inilir” şeklindeydi. Merakım her geçen gün artıyordu. Bir gün üç tekerlekli bisikletimle taşlıktaki merdivenden aşa­ğı inmeye başladım. Daha sonrasını net olarak hatırlamıyo­rum. Gözümü açtığımda başımdaki yarık dikilmiş, doktor ve annem başta olmak üzere ailenin bütün kadınları başucumdaydı. Merakımı kafamı yarma pahasına gidermiştim.

  Ailemizin maddi koşullarının iyi olmasına karşın geleneksel bir Türk ailesi gibi yaşardık. Bağ evimize eylül-ekim ayların­daki gidişlerimizde yaz meyve ve sebzeleri kış için kurutulur, domatesler salça, salatalıklar turşu yapılır, patlıcanlar kurutu­lup iğneyle ipe dizilerek kış için “Halep dolması” denilen ku­ru patlıcan dolması için saklanırdı. O devirde kış armudu de­nilen “akça armudu” müştemilatın yanındaki odaya serilir, ka­yısılar kurutulur, Ankaralı tabiriyle “zerdali kurusu” olarak hoşaf yapılmak üzere bağ evinin üzerine serilirdi.

  Doğal reçeller yapılır, kavanoz kavanoz istif edilirdi. İsraf hiç yoktu. Allah’ın verdiği her nimet değerlendirilirdi. An­nem dolapta kilit altında kinin, hidrofil pamuk ve tentürdiyot saklardı. Savaş ve sonrası koşullarının o mahrumiyet orta­mında kinin, kasada saklanacak kadar değerli bir ilaçtı. Zira ülke sıtma ve tifüsten kırılıyordu. Bizim okulda kullandığı­mız kurşunkalemler ziyan olmasın diye bıçakla yontulurdu. Okula yürüyerek giderdik. Otomobille gitmemizi babam ya­saklamıştı.

  O devirde oyuncak da sınırlı idi. Tahta evler, mum bebek­ler, hasır bebek arabaları, erkekler için sapan... Hepsi buydu. Biz bunlarla mutlu olmayı öğrenmiştik. Mutluluğu maddi şeylerde aramazdık. Esasen ne ülkede, ne de şahıslarda zen­ginlik vardı. Abimin sapanlarına sık sık el konurdu. Abim bağ evinde yüklükte saklanan bu sapanları, gizlendiği yerde bulduğunda “maden bulduk maden!” diye bağırmıştı. Bizler için zenginlik buydu!

Suna Kıraç, Ömrümden Uzun İdeallerim Var, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları, İstanbul, 2006, s. 27-29
Abadan Unat, Nermin

2012 yılında eğitim alanında verilen Vehbi Koç Ödülü’nü alan siyaset bilimci.

İNCELE