Vehbi Koç Vakfı Ansiklopedisi size en iyi hizmeti sunabilmek için çerez kullanmakta. Onaylamanız durumunda çerez kullanımını kabul etmiş olacaksınız. Çerez kullanımı ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın.

Koç Model Okulu

Koç Model Okulu, Vehbi Koç Vakfı (VKV), uluslararası mimari tasarım şirketi Cannon Design ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ortaklaşa yürütülen, eğitime yeni bir bakış açısı getiren proje. Koç Model Okulu’nda fiziksel mekânların eğitim ve öğrenimde davranışların değişmesine yardımcı olması beklenmektedir. Eğitim ortamı, yaklaşımı, yönetim modeli ve çevresiyle ilişkileri bakımından örnek bir ortaokul modelinin hayata geçirilmesi; proje süresince edinilen deneyimlerin ve model okul yaklaşımının bir kılavuz haline getirilmesi; farklı bir okul yaklaşım sisteminin Türkiye uyarlaması için pilot proje olması ve ileride kurulabilecek bir eğitim enstitüsünü tetiklemesi projenin başlıca hedefleridir.

  2010 yılında yeni ve yenilikçi bir ilköğretim okulu inşa etmek amacıyla başlatılan projede, 2012 yılında 4+4+4 sisteminin uygulanmaya başlaması üzerine değişikliğe gidilmiş ve Beykoz’daki Ziya Ünsel Ortaokulu’nun yıkılarak yerine bir ortaokul yapılması kararlaştırılmıştır. Beş yüzün üzerinde ortaokul öğrencisine hizmet verecek olan Koç Model Okulu, VKV tarafından Cannon Design’ın hazırladığı projeye uygun biçimde anahtar teslimi yaptırılacak ve mülkiyeti İl Özel İdaresi’ne, kullanma hakkı da Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilecektir.
  Proje, uygulama aşamasıyla da katılımcı ve örnek bir model olmayı hedeflemekte, Türkiye’den alanında uzman kişi ve kurumlar da okulun tasarlanması ve uygulanması için katkıda bulunmaktadırlar. Bunlar arasında ERG (Eğitim Reformu Girişimi), TEMA, Koç Okulu ile TED Üniversitesi’nin yanı sıra bazı mimarlık, mühendislik şirketleri ve eğitim danışmanları yer almaktadır.

  Şubat 2014’te okulun öğretim ve öğrenim kültürüyle ilgili çalışmalara başlanmıştır. Bu çalışmalar kapsamında öğretmen, öğrenci, veli temsilcileri ve eğitim danışmanlarının katılımıyla Şubat-Eylül 2014 arasında çeşitli atölye ve çalıştaylar düzenlenerek yeni öğrenme ortamının felsefesi, amaçları ve hedefleri oluşturulmuş; “Nasıl bir öğrenme ortamı?”, “Nasıl bir öğretmen?” soruları tartışılmış; sınıf içi yönetimine özel uygulamalar ve 5. sınıflar için oryantasyon programı geliştirilmiştir. Eylül ayında da model okul kültürünün yerleşmesini hızlandırmak amacıyla öğretmen ve öğrencilerin görüşleriyle oluşturulan “Öğrenen Ajandası” tüm öğrencilere ve öğretmenlere dağıtılmıştır.

  Öğretmen ve velilerle gerçekleştirilen eğitim çalışmaları 2015’te de sürdürülmüş, AÇEV’in oluşturduğu, çocuk gelişimi ve eğitimi konularında annelere destek vererek çocuğun gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen “Anne Destek Programı” uygulanmaya başlamıştır. 2016 yılında okulun öğretmenlerine yönelik, ilki farklı eğitim materyalleri ile farklı ortamlarda öğrenme, ikincisi de oyun tabanlı öğrenme ilkeleri ve zekâ oyunlarının ders materyalleriyle birlikte kullanımını konu alan iki eğitim programı yürütülmüştür. 2017 yılında ise öğretmenler için biri proje yazımı ve yönetimi, diğeri de ergenlerle iletişim konulu iki eğitim programı düzenlenmiştir.Okul içi çalıştaylara devam edilmektedir.

2018 yılı Haziran ayında inşaat çalışmaları başlayan Beykoz Koç Ortaokulu  17 Aralık 2019’da açılmıştır. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un katılımıyla gerçekleşen açılış törenine Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi İpek Kıraç,Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Vehbi Koç Vakfı Genel Müdürü Erdal Yıldırım, İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Can, Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Bozbay, okul idarecileri, öğretmenler, veliler ve öğrenciler katılmıştır.
                                                                                                                 


 

Eğitimde yenilikçi girişim için prototip: Koç Model Okulu
…Koç Model Okulu’na daha yakın bakacak olursak... dört katlı bir bina, alt iki kat topluluğa adanmış alanlardır. Yemek alanı istendiğinde bir toplanma veya performans alanına dönüşebilecek. Çok güzel bir spor salonu var, burası aynı zamanda gerekirse deprem barınağı olarak kullanılabilecek. Binanın üst katlarına çıktığınızda her katta farklı disiplinler için öğrenim alanları ve ortak mekânlar göreceksiniz. Bunu bilinçli olarak yaptık çünkü bu ortak mekânın disiplinlerarası eğitimi destekleyeceğine inanıyoruz. Mekânın tasarım anlayışı raslantısal buluşmaların olabilmesini, disiplinlerin kesişmesini sağlıyor. Bu mekânlara “öğrenme alanları” veya merkezleri diyoruz. Her katta farklı disiplinler için birer öğrenme alanı, üçünün paylaştığı ve ortak olarak kullandığı bir proje stüdyosu bulunuyor. Ortak olarak kullanılan bu proje stüdyoları belirli projelerin uzun süre devam etmesini sağlayacak esnekliğe sahip olacaklar.

  Sosyal ve fen bilimlerine ait öğrenme alanları aynı katta bulunuyor ve hem yatayda hem dikeyde ortak bir topluluk alanını paylaşıyor. Matematik, fen, teknoloji için birer öğrenme alanı var, 3-boyutlu sanatlar dahil her türlü sanatların yapılabileceği alanlar var. Bir tasarım ve teknoloji alanı var, lisan öğrenmeye uygun alanlar var, müzik alanları, dans stüdyoları... Okulun genelinde 21. yüzyıl becerilerinin hâkim olduğu bir ortam oluşacak, özellikle sosyal, sanat ve fen konularının kesişmesine, buluşmasına izin verilecek. Tüm mobilyaların hareketli olması da bizce çok önemli, her alan istendiğinde kolayca başka bir fonksiyona dönüştürülebilecek. Teknoloji ise tümüyle binaya entegre olmalı, çevrenin doğal bir parçası olmalı, aletleri taşımak, fiş takıp çıkarmak zorunda kalınmamalı. Ayrıca, binanın içinde bile geniş yeşil alanlar var.

  Artık inşa ettiğimiz her şey yenilenebilir olmalı, daha az enerji tüketmeli, insan olarak temel değerlerimizi yansıtmalı, insanlığımızı yüceltmelidir; herkes gün ışığına, güzel manzaraya, yeşilliğe, temiz havaya kolayca erişebilmeli, çevremizi kendimiz yönetebilmeliyiz. Bunun için tam olarak kimler için tasarım yaptığımızı ve bu insanların birbirleriyle nasıl ilişki kurmak istediklerini iyi anlamalıyız. Zaten öğrenmenin özünde de bu etkileşim, birbirimize nasıl davranıyoruz ve bize nasıl davranılmasını istiyoruz sorusu var. Aslına bakarsanız, son bilimsel bulgular beyinlerimizin en iyi bir şeyleri yaparken, fiziksel olarak bir şeyleri yaratırken çalıştığını gösteriyor. Öğrenmek artık sadece birtakım verileri, teorileri öğrenmek, birtakım bilgileri edinmek değil, bu bilgileri nasıl harekete geçirdiğimizle ilgili bir şey.
“Cannon Design Eğitim Grubu’nun baştasarımcısı Trung Le’yle Söyleşi”, VKV 2012 Faaliyet Raporu, s. 9-11
Abadan Unat, Nermin

2012 yılında eğitim alanında verilen Vehbi Koç Ödülü’nü alan siyaset bilimci.

İNCELE