Suna Kıraç’tan 1960’ların başlarında Merkez Han
1.10.1960’da Koç Ticaret Anonim Şirketi’nin İstanbul Şubesinde işe başladım ve babam vefat edinceye kadar, yani 25 Şubat 1996'ya kadar birlikte çalıştım... İşyerim Beyoğlu Merkez Han’da, köhne bir binada çok ilginç yıllar geçirdim.
Şöyle bir atmosfer vardı:
Babam tek başına bir odada. Toplantı masası onun odasında. Rahmetli Hulki Alisbah caddeye bakan odada, toprağı bol olsun Bay İsak de Eskinazis arka odada, babamın sekreteri, tek parmakla daktilo yazan Zehra Tekbaş ise penceresi olmayan bir oda değil, bir kovukta oturuyordu. Haşim İşcan diğer bir odada. Zehra hanımın karşısında bir kovukta da ben oturuyordum. Bir de tuvalet vardı. Bütün bir kadro bir katın sakinlerini oluşturuyorduk. Biz kendimizi temiz pak bir binada oturuyor zannederken, ender olarak ziyaretimize gelen annem bir mezbelelikte oturduğumuzu söyleyince, kırık mermer basamaklar tamir edildi, tuvalet düzeltildi ve binaya bir asansör yaptırıldı. Allah razı olsun annemden, titizliği orada da kendini göstermişti.
Suna Kıraç, Ömrümden Uzun İdeallerim Var, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları, İstanbul, 2006, s. 89