Çocuklarının gözünden Vehbi Koç
Semahat Arsel: “Hayata ve işine olan bağlılığı vefat ettiği güne kadar devam etmiştir.”
Vehbi Koç’un en önemli özelliklerinden biri yeniliklere çok çabuk uyum sağlamasıydı. Onun dışında herkeste şaşkınlık uyandıran bir analiz kabiliyeti vardı. Bir insanı görür görmez onunla ilgili son derece isabetli tespitlerde bulunurdu.
Öte yandan insan ilişkilerine çok önem verirdi ve hep kıymet verdiği insanlardan çok şey öğrendiğini söylerdi.
Vehbi Koç herhangi bir konuda aklına takılan bir soru varsa, üzerine gider, ne yapıp edip o sorunun yanıtını bulurdu. Hayatı boyunca gireceği her işi detaylıca incelemeyi prensip edinmişti…
Babamın hayatını annem vefat etmeden önce ve sonra diye iki döneme ayırsak, sanıyorum yanlış olmaz. Annemin sağlığında kendisiyle fikir tartışmasına girmekten sakınırdık. Annemin vefatı babamın duygusal yönlerini ön plana çıkarmıştı. Babam daha yumuşak, daha hoşgörülü ve bize daha şefkat gösteren bir yapıya bürünmüştü. Artık yanında fikirlerimizi daha rahat söyler hale gelmiştik. Annemin vefatından sonra yurt dışı seyahatlerinde ona eşlik etmeye başladım. Bu seyahat arkadaşlığından sanırım ikimiz de büyük keyif alıyorduk. Babam gittiği her ülkenin insanlarını, yaşayışlarını, işyerlerini büyük bir dikkatle inceliyor, kendi şirketlerimiz için ve ülkemiz için dersler çıkarıyordu.
Babamız sahip olduğu değerleri bir an olsun yitirmeden hayatı boyunca çalışmıştır. Hayata ve işine olan bağlılığı vefat ettiği güne kadar devam etmiştir.
Koç Holding,
Bizden Haberler, No. 422, Şubat 2015, s. 6
Rahmi M. Koç: “Yaşamıyla örnek oldu.”
Vehbi Bey, aile birliğine çok önem verirdi. Demokratik idare tarzını, biz çocukları için de uygulamış, bizler arasında hiçbir zaman ayrım yapmamıştır. Hatta doğumlarımız bile Ankara Keçiören’deki bağ evimizde aynı ebe hanım ile aynı odada olmuştur. Aynı eğitimleri almışızdır…
Babamız bütün hareketleri ile bize örnek olmak için çok şeyden fedakârlık etti. Gayet muntazam bir hayat yaşadı. Her konuda fevkalade disiplinliydi, sigara içmesinden, uyku saatine; yürüyüşünden, tasarrufa kadar… Lüzumsuz masrafa tahammülü yoktu. Bunun sebebi de birçok varlıklı ailenin sıfıra indiğini gördüğündendi. Ayağını yorganından bir metre kısa uzatırdı.
Yaşam felsefesini özetlerken de bunu vurgulamıştır: “En lüks hayatı yaşayabilir, en lüks yerlerde oturabilir, en lüks arabalara binebilirdim. Bunların hiçbirini yapmadım. Çocuklarıma ve iş arkadaşlarıma kötü örnek olmak istemedim. Davranışlarımdan dolayı pişmanlık hissine hiç kapılmadım. Hayata bir daha gelsem, yaptıklarımı aynen tekrarlar ve devam ettiririm.”
İş felsefesi de, “Ben alacaklarımı alamayabilirim, fakat borçlarımı son kuruşuna kadar ödemeliyim” idi.
Kendisinin ileri görüşlülüğü, kanunlara riayet etmesi, gayet dikkatli ve temkinli hareket etmesi, Ailemizi ve Koç Topluluğu’nu bugünlere taşımıştır ve Koç ismini, en kıymetli varlığımız haline getirmiştir. Şimdi geriye dönüp baktığımda babamın nasihatlerinin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha görüyorum.
Bizden Haberler, No. 422, s. 7
Sevgi Gönül: “Vehbi Bey çok prensip sahibiydi.’’
Can Kıraç’ın
Anılarımla Patronum Vehbi Koç (1995) kitabında Sevgi Gönül babası Vehbi Koç’u şu sözlerle anlatıyor: “Çok prensip sahibi, çok tertipli, çok sabırlı, Rahmi’ye baygın, Suna’ya hayran, buna rağmen kimi sevdiğini belli etmeyen ve başkasına muhtaç olmaktan korkan değişik tip bir babaydı. Biz uzun yıllar evde ‘baba korkusu’ ile yaşadık. Annemiz bizi böyle şartlandırmıştı. Babam evdeyken yüksek sesle konuşulmaz, gürültü yapılmaz, arkadaşlarımızla telefonla görüşülmezdi. Bir gün tesadüfen babamla evde yalnız kaldım. Ancak o gün babamın ‘korkulacak’ birisi olmadığını anlamıştım. Aramızda hiç sorun çıkmamıştı. Babam kendi hayat senaryosunda kendi ölümünü, annemin ölümünden önceye koymuştu. Annem daha önce ölünce, babam kafasındaki sahnelerin bir kısmını değiştirmek zorunda kaldı. Sadberk Hanım Müzesi böyle bir senaryo değişikliğinin eseridir. Vehbi Bey, müzenin bir odasının kendisine tahsis edilmesini istedi.”
Bizden Haberler, No. 422, s. 8