Muhterem Hissedarlar,
Bugün 24 Şubat Pazartesi saat 15.00’dir. Burada 11 Aralık 1963 tarihinde Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilân edilen, yılbaşına kadar 20 günlük bir tarihi olan Koç Holding şirketimizin normal umumî heyeti olarak toplanmış bulunuyoruz. Bu vesileyle bir konuşma yapmak üzere huzurunuza çıkmış bulunuyorum.
Ticarî hayatımın en mühim saatlerini yaşıyorum.
1916 senesi sonbaharında Koçzade Hacı Mustafa Rahmi olarak Ankara’da Karaoğlan Çarşısı’nda evimizin altında 120 lira sermayeyle bakkaliye eşyası satmak üzere babamın namına işe başladık. Bu dükkân seneler geçtikçe iştigal mevzuunu değiştirerek 1926 senesinde bu işi yapabileceğime inanan merhum pederim tarafından namıma çevrildi. Ticaret Odası’na tescil edildi ve Koçzade Ahmet Vehbi olarak işe başladım.
Her sene biraz daha ileri giden işimi bir anonim şirket yapmaya karar verdim. Mütehassıs arkadaşlarla istişare ederek firmayı üzerime aldıktan 11 sene sonra yani 1937 Temmuz’unda Koç Ticaret Anonim Şirketi’ni kurduk. Faaliyete geçen şirketimiz kıymetli mesai arkadaşlarımın yardımıyla her sene biraz daha ileri gitti. Aynı zamanda kazandığım bu paralarla anonim ve limitet şirketler kurduk.
Bir taraftan çalışıyor, diğer taraftan yurt içinde ve dışında benden evvel kurulmuş firmaların durumlarını tetkik ediyordum. Türkiye’de benden evvel ve benim zamanımda kurulmuş birçok firma, bu arada Abdurrahman Naci Demirağ, Bekir Kara, Avunduk, Ali Albayrak gibi müesseseler kurucularının ölümünden sonra yıkılıp gitmişlerdir.
Avrupa’nın büyük firmalarının uzun seneler nasıl ayakta durduklarını tetkik ettim. Müesseseyi şahsımla kâim olmaktan çıkarmanın en doğru yol olacağı kanaatine vardım. 1948’den itibaren malî ve hukukî kanunlarımızı tetkik ettirdim.
Çifte kurumlar vergisi bir holding kurulmasına, holdingi içerisine alan bir vakıf ise Medenî Kanun’umuza uymadığından, yıllarca hususî bir kanun çıkarılması için uğraştık, muvaffak olamadık. En nihayet 1961 senesinde bu durumun düzeltilmesiyle holdingi kurmak teşebbüsünü hızlandırdık ve kurduk.
Düşündüğümüz vakfı ancak hususî bir kanun çıktığı takdirde kurabileceğiz. Bu çıkıncaya kadar da şahsıma ait holding hisselerinden 5 milyon liralık hisse senedi vermek suretiyle, bunların gelirleriyle hayır işlerine devam edilecektir.
Holdingi kurmaktaki maksatlarımızdan en mühimleri:
– Ölümümden sonra, bu kadar emekle meydana gelen bir teşkilâtı yaşatmak,
– Bugün çalışanlara, yarın çalışacaklara hisse senetleri satmak suretiyle onları müesseseye bağlamak,
– Holding içinde sosyal hususlara ehemmiyet vererek işten ayrılanların istikballerini temin etmektir.
Şahsen bu holdingi kurmakla çok mesudum. Bugün şu binada 48 kişilik kurucu ortaklardan teşekkül eden umumî heyetin, yarın binlerce azası olacaktır. Koç Holding çok ilerleyecek, Türkiye’de hususî sektörü temsil eden en büyük müessese olacak, memlekete faydalı olduğunu gören halk ve hükümet, Koç Holding’i tutacak, bunlardan daha mühimi, bizden sonra geleceklere örnek olacak ve birçok holdingler kurulacak, bu memleket ileri gidecektir.
İşte dünya çapında Siemens müessesesinin ilk başladığı senenin bilançosu. O da bizim gibi o günün devrine göre ufak bir sermayeyle işe başlamıştır. Biz de ufak bir sermayeyle işe başladık, biz de ileri gideceğiz.
Holdingin kuruluşunda birkaç arkadaş müstesna, büyük bir ekseriyet bana müzahir olmuşlardır. Kendilerine teşekkür ederim.
İnsanlar fani. Ben de bir gün şu veya bu şekilde bu işin başından ayrılacağım. Bilhassa kuruluşundan 10 sene sonraya kadar geçecek müddet zarfında hanımıma, çocuklarıma, damatlarıma ve o günkü idareci arkadaşlarıma çok mühim vazifeler düşmektedir.
Ben 17 yaşımdan itibaren 46 sene geceli-gündüzlü çalıştım, bu hale getirdim. Şimdi sizlere teslim ediyorum. Eğer bizlerin, benim ilelebet huzur içinde kalmamı istiyorsanız bu müesseseyi devam ettirirsiniz. Ufak tefek kaprisler uğruna müessese yıkılmasın.
Şahsî düşüncelere, kaprislere kapılarak beceriksiz, kabiliyetsiz adamları iş başına getirmeyiniz. Bütün şirketler kabiliyetli insanların omuzlarında yükselmektedir. Bugün çalıştığımız Ford, Siemens, General Electric gibi müesseseler en büyük misaldir.
Bu gibi müesseselerin gittikleri yoldan gidiniz.
1954 senesinde Yalova toplantısındaki fikirlerimi ancak 10 senede tahakkuk ettirebildim. Buna da çok şükür. Şirket bünyesinde yapılması icap eden daha çok iş vardır. Bunları da bir an evvel tahakkuk ettirmek hepimizin vazifesidir…
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarak sözlerime son veriyorum.
Vehbi Koç, Hayat Hikâyem, 4. Bas., Vehbi Koç Vakfı Yayınları, İstanbul 1983, s. 94-101